Fethiye

Gözlerin ve kalplerin tarifsiz güzeli

Muğlanın bu beldesine söylenebilecek ilk şey: Olağanüstü bir güzellik. Kelimelerle cümlelerle anlatılamaz Fethiye. Koyları, denizi, havası, enerjisi, tarihi bir yana, müthiş bakımlı, temiz, güzel ve şık bir Avrupa kenti adeta. Alışkın olmadığımız bir hizmet ve belediyecilik anlayışıyla Fethiye gönlümde taht kuran müthiş bir Kent. Darısı bütün diğer kentlerin başına diyorum ve başlıyorum... 

Hep anlatırlardı Fethiye şöyle, Fethiye böyle… Fırsat kollayıp neymiş bu Fethiye deyip düştüm yollara. Ben zaten Marmaris hayranıyım. Bodrum’u çok severim, yeri ayrıdır ama bakımsızlığından ve layık olduğu ilgiyi ve bakımı göremediğinden sevgim biraz buruk. Herneyse, yol müthiş güzel, manzara beni büyülüyor. Müziğimi de açmışım fonda “come away with me” Norah Jones’dan, Gökova körfezine doğru kıvrıla kıvrıla iniyorum. Ahhhh o nasıl bir manzara. Her seferinde nutkum tutuluyor. Allah özene bezene yaratmış buraları. Bu yüzden bu kadar rağbet görmüş tarihin her döneminde. Aşağıda her zaman mutlaka uğradığım Akyaka’yı görüyorum ama bu sefer transit geçiyorum.

Marmarisi geçiyorum, ağaçlı, şahane yollar. Sırasıyla Köyceğiz, Dalaman, Göcek gidiyorum. Dalaman hariç her yer çok güzel.

Fethiyeye geldim, heryer çok düzenli, yol kaldırım taşı, belli ki bakımlı ve ilgilenilmiş bir kente giriyorum. Ilk intiba herşeydir derler ya, ilk tam notunu aldı benden. Çarşı içine girdim, gayet düzgün. Ilerledikçe güzelleşiyor şehir. Büyük bir park çıkıyor karşıma. Fethi Bey parkı. Deniz kenarında kocaman bir park. Ilersinde mesire yerleri, restorantlar, sol tarafta evler, her şey yerli yerinde. Şehir merkezine ulaşıyorum, cıvıl cıvıl insanlar, yeşil bakımlı bir meydan. Marinaya doğru ilerliyorum. Kalacağım oteli buluyorum. Marinanın kenarında yan yana iki şahane otel. Yacht otel grubu. Çok keyifli. Bu bölge Karagözler mahallesi olarak geçiyor. Itiraf etmeliyim aşık oldum resmen. Yurt dışında bir yerdeyim sanki. Dünya çapında birinciliği alacak bir güzellik. Ayrıca düzeni, bakımı, temizliği. Bölge çok elit. Benden büyük alkış.

Eşyalarımı bırakıp koylara doğru yola koyuldum tekrar. En güzel beachler çok yakındaymış. Hillside Beach Club da aynı güzergahta.

Sırasıyla ilk gün Help Beach’e ikinci gün de Sea Me Beach’e gittim. Bir çok yer gezdim buralar açık ara farkla hem ambiyansıyla, hizmet anlayışıyla, kalitesiyle, deniziyle kusursuz diyebilirim. Koylara doğru çıkarken ve inarken dağ yolundan şahit olduğum güzellikler, çam ormanlarının arasından beliren turkuaz renk, marina ve şehir olağanüstü güzel.

Üçüncü gün Ölüdeniz, Faralya bölgesi ve Kabak vadisine doğru yol aldım. Buraların uzaktan manzaraları yakından çok daha güzelmiş. Aynı ambiyansı ve kaliteyi bulamadım açıkcası. Deniz de fazlasıyla sıcak, ortalık da çok kalabalık. Zaten Kabağa inmek ve çıkmak bir mesele. Sanki Eski Küba zamanından kalmış bir minibus işliyor. Sağ inersem adak adayacağım dedirtir cinsten sürüyor. Araçla iniş çıkış yasaklanmış özel araziymiş. Kelebekler vadisi zamanı olmadığından ve oraya da araçla inilmesi yasaklandığından maalesef yakından tanışamadık. Bir dahakine tekne turuyla gitmeyi planlıyorum. Mayıs ayında kelebekler zamanında. Babadağından atlayış yapmak da listede. Paragliding burada yapılıyormuş. E yavaş yavaş keşfediyoruz. Ama esas soru, bunca zaman Fethiyeyi ben neden keşfetmemişim? Siz siz olun henüz Fethiyeyi görmediyseniz bütün planlarınızı iptal edin burayı ilk sıraya alın. Umarım bu güzelliğini, temizliğini, kalitesini korurlar. Gözümüzün nuru, gurur kaynağımız bir kent, Fethiye.

 

Gezgin Rehber

 

 

 





BENZER İÇERİKLER